25 Haziran 2015 Perşembe


 karmaşa...

Bugünle iç içe geçmiş yarına sebepler yüklemek, eylemsizliğin şanına dayanmak, inanmadığını iddia ederken ilahi gücün mucizesini beklemek seni doğurması için. Düşünde buluyor grotesk bir benlik her seferinde hissetmek istediğinle bütünleşik. Doğana sığınmak tanınmamak tanımamak, bir kedi oturuyor kafanda efendinim diyerek sen merak ediyorsun hükmetmek ne demek. 

Tanrını yakınında istiyorsun putları yıkalı çok oldu. Uyumamak istiyorsun kahveden medet. Uyumaya programlı varlığımızın ağır aksak bir neferi, yetkili ve etkisiz çoğu zaman uyumamak değil, gözlerini açmak. Sen merak ediyorsun uyanmak ne demek.
Kopmuş kol ve bacaklarını gizlemesi gerekir mi çocukların? 
5 yaşında zenci elinde boyuyla bir silah. Bir kaç uzvu yaralı, kırmızı teninde vahşi bir sanat. Katil mi olmalı zenci maktul mü?

Doğmak, sevmek, nefret, ölmek, yaşamak, şefkat, tek ve hep ve hiç, birlikte ve kimsesiz; yalnızlık, kalabalık, klişeleşmiş söylemler. Haklılar hep birlikte hep bir ağızdan aynı sorular, cevaplara muktedirlerden tatminkâr yanıtlar, yanıtlardan doğan sorular. Bilmenin ağırlığı bilmemenin hafifliğinden, inanmak boyun eğmeye, hafiflediğini farz etmek; uçmak nedir bilmeden, yüklenmeden yükünden kurtulmak, duyumsamamak çağrıyı, duyanları da boyunduruğa mahkûm etmek, hafiflemek herkese külfet sebep. Sen merak ediyorsun özgürlük ne demek.